Pazartesi, Ağustos 05, 2013

Risk Konusu : Yelpazenin Neresindesiniz?


Risk alıp da başarısız olan affedilebilir.  Hiç risk almayan ve hiç başarısız olmayan, tüm varlığıyla başarısızdır. 

Paul Tillich (filozof)



Ben, isteyen herkesin girişimci olabileceğine inanıyorum. Çünkü, mahallemizdeki simitçimiz de girişimcidir, Steve Jobs da... Girişimcilik geniş bir yelpazeye yayılır. Başkası size iş vermiyorsa, sizin kendi işinizi yaratmanız gerekir, mecburiyetten girişimci olursunuz. Bizim simitçi yelpazenin bir ucundadır. Bir fırsat görerek girişimci olanlar da, Jobs gibi,  yelpazenin diğer ucundadır.  Siz de girişimci olabilirsiniz. Hatta olmalısınız. Eğer girişimci değilseniz, belki de sorun yelpazenin neresinde olduğunuzu düşünmemiş olmanızdandır...

Başarısızlıktan korkmak

Yeni bir sınıfa girişimcilik dersi vermeye başladığımda, "Kimler girişimci olmak istiyor?" diye sorup, ellerini kaldırmayanlara "Neden olmak istemiyorsunuz?" derim. Bunların önemli bir kısmı girişimci olduklarında başarısız olmaktan korktuklarını dile getirir. Haksız oldukları da söylenemez. Girişimci yola çıkınca her gün bir sürprizle karşılaşır. Bazen iyi bazen de kötü; ama hiçbir yeni iş sahibi her gün başarıdan başarıya koşmaz. Daha önceki yazılarımda anlattığım ‘yol bulma’ süreci çeşitli sorunları belirlemek ve çözmekle geçen bir yolculuktur. Çoğu zaman da yol tam olarak belli olmadığından tahminlerle hareket edip, eksik bilgi ve belirsizliklerle dolu bir durumda önemli kararlar almak gerekir. Bırakın genç öğrencileri, başarılı olmuş ve kendini kanıtlatmış girişimciler bile bu yolculuktan ürker. Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg şirketini satması için gelen çok elverişli teklifi geri çevirdiğinde, sebep olarak bir daha böyle iyi bir iş başlatabileceğini düşünmediğini, emekli olmak için de çok genç olduğunu söylemiş. Günümüzde bir ilah gibi sevilen Steve Jobs, Apple'dan ayrıldığında Next isimli bir girişimde bulunmuş ama Apple benzeri bir başarıyı tekrarlayamamıştı.  Ama Jobs “Başarısız oldum, durmalıyım,” demedi.  Next sonrası geri döndüğü Apple’da, önceki başarısızlıklarından çıkardığı derslerle hepimizin hayranlığını kazanan yeni başarılara taşıdı Apple’ı.  

Başarısızlık en iyi öğretmendir 

Daha önce yazdığımı tekrarlayım:  Silikon Vadisi’nde başarısız girişimciye, deneyimli girişimci derler.  Başarılı olmaya çalışmak gereklidir, ama başarısız olacağım diye yola çıkmamak da başarısızlık olarak görülebilir. 

Eğer girişimcilik öğrenilebilir diyorsam, öğrencilerin bu haklı sorununa bir çözüm bulmam gerekirdi. Çözümü tamamen farklı bir konudan yola çıkarak buldum. Psikoloji profesörü Polonya asıllı Amerikalı Mihaly Csikszentmihalyi'nin Flow (Akış) adlı kitabını okurken yaşadım aydınlanma anımı. Çocukluğumda keman çalmamı, yaşım ilerledikçe hiçbir zaman iyi çalamayacağıma inandığımdan 15 yaşlarımda kemanı bırakmamı, ve hayatımda yaşadığım pek çok zorlandığım anlarda yaşadıklarımı açıklayan bir kavram olarak bu kitapta bulduğum aşağıdaki çizimi sahiplendim. 


Benim girişimcilik yolculuğum bu çizimle çok güzel anlatılabiliyordu. Baktığımda, birçok başarılı girişimcinin de yolculuğunu anlatıyor bu çizim...

Nasıl mutlu olunur

Prof. Mihaly aslında insanların gün boyunca neler hissettiğini araştırmak istiyor ve gelişi güzel seçtiği deneklere birer titreşim cihazı veriyor. Gün boyunca değişik zamanlarda cihaz çalıştığında denekler bir anket doldurup o anda ne hissettiklerini belirtiyor. Profesör anketleri değerlendirdiğinde insanların günde 3 kez kendilerini mutlu hissettiklerini görüyor. Hangi zamanlarda?  Yemek yediklerinde!  İşin üzücü yanı çoğu insanın gün boyunca 3 yemek dışında mutlu olduğu bir zamanın olmaması... 

Akış bölgesi

Daha sonra profesör bu çizimi yaratıyor. Genel olarak, çizim insanların yaptıkları işlerdeki hedefleriyle becerileri arasındaki ilişkiyi gösteriyor. Beceriden daha yüksek bir hedef seçildiğinde endişe ve gerginlik yaşanabiliyor. Hedef becerinin çok altında kaldığındaysa, sıkıntıdan içimizden işi yapmak gelmiyor. Hedef becerimize uygun seçildiğindeyse, "akış" bölgesinde oluyor ve yaptığımız işten zevk alıp mutluluk duyuyoruz. Hatta hedef becerimizin azıcık üstünde olduğunda, becerimiz de artıyor işi yaparken. Bilgisayar oyunları oynayanlar sanırım bunu fark etmişlerdir. Oyun yazanlar da bu prensipten yararlanıp bizleri akış bölgesinde tutmaya çalışırlar.  Oyun becerimiz ilerleyince de bize seviye atlatırlar.  Profesör Mihaly bize günde 3 kere değil, becerilerimizle uyuşan hedefler seçerek hayatımızın çoğu anında mutluluk duymamızın mümkün olduğunu gösteriyor. Akış bölgesinde iş yaptığımızda mutluluk duyarak, zamanın nasıl geçtiğini fark etmeden çalışırız.  Eğer ben de çok zor veya çok kolay parçalar seçmeseydim, belki şimdi hala zevkle keman çalıyor olacaktım.  

Simitçi ve Steve Jobs

Girişimci olmaktan çekinen gençlere "Sokakta simit satma işini başlatmaktan korkar mısınız?" diye soruyorum. En deneyimsiz girişimci bile, ilk gün olmasa da birkaç gün içinde işi döndürmeye başlar. Bu işte ilkokul mezunu bir girişimcinin becerisi hedef için yeterli olacağından başarıya ulaşmak zor olmayacaktır. Ama canı sıkıldığından çoğu girişimci bu işi uzun zaman sürdüremeyecektir. Öte yandan hedefiniz Mark Zuckerberg veya Steve Jobs gibi olmaksa, kim olursanız olun sizi endişelerin ve gerginliklerin beklemesi kaçınılmazdır, zira seçtiğiniz hedef becerinizin çok çok üstündedir.  Girişimci olmak isteyen gençlerden simitçi olmak isteyene rastlamadım, ama hayallerinde Zuckerberg veya Jobs olanlara rastlıyorum.

Takım becerisi 

Girişimcilik, bisiklete binmek veya yüzmek gibi, yaparak öğrenilen bir iştir. Deneyim olmadan nasıl girişimci olacaksınız? İlk girişiminiz size beceri kazandıracak ama sizi çok zorlamayacak bir girişim olmalıdır. Seçtiğiniz ilk iş bir başlangıçtır – hedef çok zorlayıcı olmamalıdır. İlk işin görevi sizi bir sonraki işinize hazırlayacak olmasıdır. Eğer bu kadar beklemek istemiyorsanız, süreci hızlandırmak takım kurmakla olabilir. Takımınızdakilerin becerileri de sizin becerinize eklenecektir. Tabii takımın bireylerinin birbirini tamamlayan becerileri olması en iyisidir.

Taklitle de başlanabilir

Hatta ilk işiniz başkalarının kurmuş olduğu bir işin benzerini başlatmak da olabilir. Size yolu gösteren varsa, boş yere risk alıp yeni bir yol aramak, başlangıç aşamasında olan bir girişimci için en iyi seçenek değildir. İş yönetme becerinizi geliştirdiğinizde, ve şimdiki işiniz size sıkıcı gelmeye başladığında, bir sonraki aşamaya geçip başlatacağınız iş için hedefi yükseğe çekip fark yaratmaya çalışabilirsiniz (çizimdeki sarı ok).

Yukarıda yazdığım gibi, girişimcilik zaten sizi zorlayacak sürprizlerle doludur. Hayatta risk almadan yaşamak mümkün değildir.  Hiç olmazsa risk alırken hedefinizi becerinize göre seçerek hayatı daha zevkli hale getirebilir, ve başarı olasılığınızı arttırabilirsiniz.

Kalınız sağlıcakla.



(c) Copyright 2013 Ziya Boyacigiller

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder