Risk alıp da başarısız olan affedilebilir. Hiç risk almayan ve hiç başarısız olmayan, tüm varlığıyla başarısızdır.
Paul Tillich (filozof)
Ben, isteyen
herkesin girişimci olabileceğine inanıyorum. Çünkü, mahallemizdeki simitçimiz de girişimcidir, Steve Jobs da... Girişimcilik geniş bir yelpazeye yayılır. Başkası size iş vermiyorsa, sizin kendi işinizi yaratmanız gerekir, mecburiyetten girişimci olursunuz. Bizim simitçi yelpazenin bir ucundadır. Bir fırsat görerek girişimci olanlar da, Jobs gibi, yelpazenin diğer ucundadır. Siz de girişimci olabilirsiniz. Hatta olmalısınız. Eğer girişimci değilseniz, belki de sorun yelpazenin neresinde olduğunuzu düşünmemiş olmanızdandır...
Başarısızlıktan korkmak
Yeni bir sınıfa
girişimcilik dersi vermeye başladığımda, "Kimler girişimci olmak
istiyor?" diye sorup, ellerini kaldırmayanlara "Neden olmak
istemiyorsunuz?" derim. Bunların önemli bir kısmı girişimci olduklarında
başarısız olmaktan korktuklarını dile getirir. Haksız oldukları da söylenemez.
Girişimci yola çıkınca her gün bir sürprizle karşılaşır. Bazen iyi bazen de
kötü; ama hiçbir yeni iş sahibi her gün başarıdan başarıya koşmaz. Daha önceki
yazılarımda anlattığım ‘yol bulma’ süreci çeşitli sorunları belirlemek ve
çözmekle geçen bir yolculuktur. Çoğu zaman da yol tam olarak belli olmadığından
tahminlerle hareket edip, eksik bilgi ve belirsizliklerle dolu bir durumda
önemli kararlar almak gerekir. Bırakın genç öğrencileri, başarılı olmuş ve
kendini kanıtlatmış girişimciler bile bu yolculuktan ürker. Facebook’un
kurucusu Mark Zuckerberg şirketini satması için gelen çok elverişli teklifi
geri çevirdiğinde, sebep olarak bir daha böyle iyi bir iş başlatabileceğini
düşünmediğini, emekli olmak için de çok genç olduğunu söylemiş. Günümüzde bir
ilah gibi sevilen Steve Jobs, Apple'dan ayrıldığında Next isimli bir girişimde
bulunmuş ama Apple benzeri bir başarıyı tekrarlayamamıştı. Ama Jobs “Başarısız oldum, durmalıyım,”
demedi. Next sonrası geri döndüğü
Apple’da, önceki başarısızlıklarından çıkardığı derslerle hepimizin
hayranlığını kazanan yeni başarılara taşıdı Apple’ı.
Başarısızlık en iyi öğretmendir
Daha önce yazdığımı tekrarlayım: Silikon Vadisi’nde başarısız girişimciye,
deneyimli girişimci derler. Başarılı
olmaya çalışmak gereklidir, ama başarısız olacağım diye yola çıkmamak da başarısızlık olarak görülebilir.
Eğer girişimcilik
öğrenilebilir diyorsam, öğrencilerin bu haklı sorununa bir çözüm bulmam gerekirdi. Çözümü tamamen farklı bir konudan yola çıkarak buldum. Psikoloji profesörü
Polonya asıllı Amerikalı Mihaly Csikszentmihalyi'nin Flow (Akış) adlı kitabını
okurken yaşadım aydınlanma anımı. Çocukluğumda keman çalmamı, yaşım ilerledikçe
hiçbir zaman iyi çalamayacağıma inandığımdan 15 yaşlarımda kemanı bırakmamı, ve
hayatımda yaşadığım pek çok zorlandığım anlarda yaşadıklarımı açıklayan bir kavram olarak bu
kitapta bulduğum aşağıdaki çizimi sahiplendim.
Benim girişimcilik
yolculuğum bu çizimle çok güzel anlatılabiliyordu. Baktığımda, birçok başarılı
girişimcinin de yolculuğunu anlatıyor bu çizim...
Nasıl mutlu olunur
Prof. Mihaly
aslında insanların gün boyunca neler hissettiğini araştırmak istiyor ve gelişi
güzel seçtiği deneklere birer titreşim cihazı veriyor. Gün boyunca değişik
zamanlarda cihaz çalıştığında denekler bir anket doldurup o anda ne
hissettiklerini belirtiyor. Profesör anketleri değerlendirdiğinde insanların
günde 3 kez kendilerini mutlu hissettiklerini görüyor. Hangi zamanlarda? Yemek yediklerinde! İşin üzücü yanı çoğu insanın gün boyunca 3
yemek dışında mutlu olduğu bir zamanın olmaması...
Akış bölgesi
Daha sonra profesör bu çizimi yaratıyor. Genel olarak, çizim insanların yaptıkları işlerdeki hedefleriyle becerileri arasındaki ilişkiyi gösteriyor. Beceriden daha yüksek bir hedef seçildiğinde endişe ve gerginlik yaşanabiliyor. Hedef becerinin çok altında kaldığındaysa, sıkıntıdan içimizden işi yapmak gelmiyor. Hedef becerimize uygun seçildiğindeyse, "akış" bölgesinde oluyor ve yaptığımız işten zevk alıp mutluluk duyuyoruz. Hatta hedef becerimizin azıcık üstünde olduğunda, becerimiz de artıyor işi yaparken. Bilgisayar oyunları oynayanlar sanırım bunu fark etmişlerdir. Oyun yazanlar da bu prensipten yararlanıp bizleri akış bölgesinde tutmaya çalışırlar. Oyun becerimiz ilerleyince de bize seviye atlatırlar. Profesör Mihaly bize günde 3 kere değil, becerilerimizle uyuşan hedefler seçerek hayatımızın çoğu anında mutluluk duymamızın mümkün olduğunu gösteriyor. Akış bölgesinde iş yaptığımızda mutluluk duyarak, zamanın nasıl geçtiğini fark etmeden çalışırız. Eğer ben de çok zor veya çok kolay parçalar seçmeseydim, belki şimdi hala zevkle keman çalıyor olacaktım.
Akış bölgesi
Daha sonra profesör bu çizimi yaratıyor. Genel olarak, çizim insanların yaptıkları işlerdeki hedefleriyle becerileri arasındaki ilişkiyi gösteriyor. Beceriden daha yüksek bir hedef seçildiğinde endişe ve gerginlik yaşanabiliyor. Hedef becerinin çok altında kaldığındaysa, sıkıntıdan içimizden işi yapmak gelmiyor. Hedef becerimize uygun seçildiğindeyse, "akış" bölgesinde oluyor ve yaptığımız işten zevk alıp mutluluk duyuyoruz. Hatta hedef becerimizin azıcık üstünde olduğunda, becerimiz de artıyor işi yaparken. Bilgisayar oyunları oynayanlar sanırım bunu fark etmişlerdir. Oyun yazanlar da bu prensipten yararlanıp bizleri akış bölgesinde tutmaya çalışırlar. Oyun becerimiz ilerleyince de bize seviye atlatırlar. Profesör Mihaly bize günde 3 kere değil, becerilerimizle uyuşan hedefler seçerek hayatımızın çoğu anında mutluluk duymamızın mümkün olduğunu gösteriyor. Akış bölgesinde iş yaptığımızda mutluluk duyarak, zamanın nasıl geçtiğini fark etmeden çalışırız. Eğer ben de çok zor veya çok kolay parçalar seçmeseydim, belki şimdi hala zevkle keman çalıyor olacaktım.
Simitçi ve Steve Jobs
Girişimci
olmaktan çekinen gençlere "Sokakta simit satma işini başlatmaktan korkar
mısınız?" diye soruyorum. En deneyimsiz girişimci bile, ilk gün olmasa da birkaç gün içinde işi
döndürmeye başlar. Bu işte ilkokul mezunu bir girişimcinin becerisi hedef için
yeterli olacağından başarıya ulaşmak zor olmayacaktır. Ama canı sıkıldığından
çoğu girişimci bu işi uzun zaman sürdüremeyecektir. Öte yandan hedefiniz Mark
Zuckerberg veya Steve Jobs gibi olmaksa, kim olursanız olun sizi endişelerin ve
gerginliklerin beklemesi kaçınılmazdır, zira seçtiğiniz hedef becerinizin çok
çok üstündedir. Girişimci olmak isteyen
gençlerden simitçi olmak isteyene rastlamadım, ama hayallerinde Zuckerberg veya
Jobs olanlara rastlıyorum.
Takım becerisi
Girişimcilik,
bisiklete binmek veya yüzmek gibi, yaparak öğrenilen bir iştir. Deneyim olmadan
nasıl girişimci olacaksınız? İlk girişiminiz size beceri kazandıracak ama sizi
çok zorlamayacak bir girişim olmalıdır. Seçtiğiniz ilk iş bir başlangıçtır –
hedef çok zorlayıcı olmamalıdır. İlk işin görevi sizi bir sonraki işinize hazırlayacak
olmasıdır. Eğer bu kadar beklemek istemiyorsanız, süreci hızlandırmak takım kurmakla olabilir. Takımınızdakilerin becerileri de sizin becerinize eklenecektir. Tabii takımın bireylerinin birbirini
tamamlayan becerileri olması en iyisidir.
Taklitle de başlanabilir
Hatta ilk işiniz
başkalarının kurmuş olduğu bir işin benzerini başlatmak da olabilir. Size yolu
gösteren varsa, boş yere risk alıp yeni bir yol aramak, başlangıç aşamasında
olan bir girişimci için en iyi seçenek değildir. İş yönetme becerinizi
geliştirdiğinizde, ve şimdiki işiniz size sıkıcı gelmeye başladığında, bir
sonraki aşamaya geçip başlatacağınız iş için hedefi yükseğe çekip fark yaratmaya çalışabilirsiniz (çizimdeki sarı ok).
Yukarıda yazdığım
gibi, girişimcilik zaten sizi zorlayacak sürprizlerle doludur. Hayatta risk almadan
yaşamak mümkün değildir. Hiç
olmazsa risk alırken hedefinizi becerinize göre seçerek hayatı daha zevkli hale getirebilir,
ve başarı olasılığınızı arttırabilirsiniz.
Kalınız sağlıcakla.
(c) Copyright 2013 Ziya Boyacigiller
(c) Copyright 2013 Ziya Boyacigiller